Cumhur Başkanlığı Seçimi Kesin Sonuçları
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Açıklaması…
Will, diğer müşterileri rahatsız ediyorsun. Peki. Özür dilerim. Bitirdim. Pekala, yani sen şey değilsin Ne? Hayır, değilim! Hayır, değilim. Bak, bunun için endişelenme. Bir daha Marcus’a kapıyı açmam, tamam mı? İkinizden de kurtulmak beni çok sevindirir. Hadi. Gidin. Afedersiniz. Hepsi bu, öyle mi? Onun hayatından öylece çıkıvereceksin. Efendim? Diyelim ki sen haklısın, ben haksızım. Diyelim ki onun dünyasını ben anlamıyorum, ama mucizevi bir şekilde sen anlıyorsun. Bu konuda ne yapacaksın? Hiçbir şey yapmayacağım. Benim meselem değil. Sen bencil bir herifsin. Ben de öyle söylüyorum. Önceliği hep kendisine veriyor. Ama ben kendi başımayım. Yalnızım. Önceliği kendime vermiyorum, zaten başkası yok ki. Evet var! Marcus var. Artık onun hayatına girdin. Evine gelip duruyor. Bir sebeple onun hayatına girmişsin. Onu dışarıda bırakamazsın. Hayatı dışarıda bırakamazsın. Hiç kimse bir ada değildir. O haklı, biliyorsun. Evet, öyle. Haklı değil! Yanılıyor! Bazı insanlar adadır. Ben bir adayım! Ben İbiza’yım! Sen neden söz ediyorsun? Noel akşamı bize gelmek ister misin? Hayır Marcus, Noel akşamı size gelmek istemiyorum. Noel’i Bayan İntihar ve velediyle geçirmek istemiyorum. Bence Noel’de ne yaptığınız hayata karşı tavrınızı da gösterir. Bu Noel’i de her zamanki gibi geçirecektim. Video seyredip sarhoş olacak, kafayı bulacaktım. KORKU FİLMLERİ Sen gelmeden önce yapayalnızdım. Yalnız olmak kötü. Yalnız, kötü. Arkadaş, iyi. Arkadaş, iyi! Şimdi buraya gel. İyi tarafı şuydu, sadece Fiona ve Marcus yoktu. Kötü tarafıysa Demek Marcus’un babasısın. Evet, sanırım öyle. Bu da kız arkadaşım Lindsey. Ve Lindsey’in annesi. Merhaba. Sağol baba. Bir şey değil. Çocuğu tebrik etmeliydim. Beş para etmez bir hediye karşısında bile sevinebiliyordu. Vay canına, bir tef! Sağol anne. Güzel değil mi Will? Evet, işe yarayabilir. Onu görünce Bu mükemmel olur dedim. Belki müsamereye çıkarsın. Bir müzik grubu kurarsın. Arkadaş edinirsin. Olabilir anne. Şarkı söylemen yüreğime mutluluk veriyor. Sağol anne. Bu da benden. Harika! Nedir bu? Bir CD Marcus. Mystikal. İyi gruptur. Seveceksin. Peki Mystikal ne tür müzik yapıyor? Bir çeşit dünya müziği. Salla Kıçını. Bir tür rap. Salla Kıçını mı? Göbek mi atıyorlar? Korkarım CD çalarımız yok. Yine de sağol. CD çalarınız olmadığını biliyorum, o yüzden ondan da aldım. Ne şanslı çocuk. Baksana anne. Sen de kendininkini aç Will. Pekala. Çok sağol. BEKAR EBEVEYNİN El Kitabı Marcus, bu bir şaka mı? Evet. Fena değil. Selam. Özür dilerim, çok geciktim! Bir şey kaçırdım mı? Hayır, içeri gel. Mutlu Noeller. Mutlu Noeller! Ne zamandır görüşmedik. Megan nerede? Babasında. Ned nerede? Noel’i annesiyle mi geçiriyor? Evet. Hayır. Gitsem iyi olacak, değil mi? Noel Baba kıyafetine girip Noel şarkıcılarını becermeye çalışabilirsin. Profesyonel Noel Baba mısınız? Ne güzel! Pekala. Bu kadar yeter. Gidiyorum. Çok teşekkürler. Harikaydı. Suzie kızgınlığını ifade etmekte çok haklı. Evet, ifade etti de. Şimdi çekip gitmek de benim hakkım. Çok teşekkürler. Görüşürüz. Dur! O benim arkadaşım, ben çağırdım. Ne zaman gideceğini ben söylerim. Will’e gitmesini ben söylemedim Marcus. Suzie kızgın, çok da haklı ve bunu ona söyledi. Annen haklı. Boşver, tamam mı? Birkaç haftalığına bir çocuk uydurdu, o kadar. Tanrım, bu ne ki? Ne olmuş? Kimin umurunda? Okuldakiler her gün neler yapıyor! Mesele şu ki Marcus, Will uzun süre önce okulu bitirdi. Artık hikaye uydurmak için fazla büyüdü. Doğru. Ona karşı birlik olmanız adil değil. Artık çok daha iyi davranıyor. Bana spor ayakkabı aldı, evine gitmeme ses çıkarmıyor, bir çocuğun ihtiyaçlarını biliyor. Neymiş onlar? Pahalı ayakkabılar ve müstehcen müzik mi? Gerçekten ihtiyacın olan bir şey varsa onu konuşabiliriz. Hayır, konuşamayız. Konuşma değil, tartışma olur ve hep sen kazanırsın. Ne yapacağımı da söyle bari. Kendi adına düşünmelisin! Düşünüyorum! Will’in kalmasını istiyorum! Tek yanlış yapan o değil! nasıl tanıştığımızı unuttun mu? Sen Sen bir ördeğin kafasına bir somun ekmek fırlatıp onu öldürmüştün. Efendim? Ördeğe ne oldu dedin? Yemekte ördek mi var? Nefis! Elbette ki ördek yemedik. Onun yerine yabanhavucu sosuyla cevizli ekmek vardı. Orada otururken garip bir şey hissettim. Keyif alıyordum. Daha önce Noel’den hiç keyif almamıştım. Annem bana Noel Baba’nın Kızağı’nı söyletirdi. Kafayı bulmuş akrabalarımın önünde. Galiba sırf babama gıcıklık olsun diye. Ama Marcus’lardaki Noel’de, söylemeye utanıyorum, ama belli belirsiz, sıcak bir hisse kapıldım. Sonra başıma gelen tuhaf şeylerden bu hissi sorumlu tutuyorum. Önce Marcus bir kıza tutuldu. Merhaba. Bas git. Sonra, daha da tuhafı, ben aşık oldum. Bunlar Marcus’un suçuydu çünkü bir kere kapınızı birine açtınız mı içeri herhangi biri girebilir. Yılbaşı gecesi Rachel’la tanıştım. İlginç biriydi, zekiydi, çekiciydi. Beş dakika için, benim de öyle olduğuma onu inandırabildim. politik olaylar gibi şeyler. Anladım. Televizyonda mı çalışıyorsun? Televizyonda mı? Hayır. Herkes televizyonda. Doğru. Ben izleyiciyim. Evet, evet. Demek içinde değil, önündesin. Önünde, evet. Evet anladım, evet. Bir işkenceydi. Beş dakika için bir şekilde ilginç olabilsem hayatın neye benzeyeceğini anlamıştım
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Üsküdar Kısıklı’daki evinden ayrıldıktan sonra, Haliç Kongre Sana dedim ya, lafı ters anladı. Doğrusunu söyle o zaman. Hayır. Bunu yapamam. Neden? Aynı şeyleri konuşup duruyoruz. Durumu kabul et artık, tamam mı? Sen benim oğlumsun. İstersen ona ben söylerim. Fark etmez. Çok naziksin Marcus, ama olmaz. Neden? Tanrı aşkına! Nadir bir hastalığı var, doğru olmayan bir şeye inanır da gerçeği öğrenirse, kafayı yer ve ölür, tamam mı? Saçmalığın daniskası. O kadınla gerçekten ilgileniyorum. Ne demek ilgileniyorum? Neresi ilginç? Pekala Marcus, dinle. İşte gururumu ayaklar altına alıyorum. Keyfini çıkar. Onunla çıkmak istiyorum. Tamam mı? Kız arkadaşım olsun istiyorum. İşte söyledim. Harika! Neden baştan söylemiyorsun? Bilmiyorum. Utandım falan herhalde, çünkü bu benim için yeni bir şey. Onunla yeni tanıştım, adı Rachel. Sanki Okulda bir kız var. Ellie. Kız arkadaşım olmasını istiyorum galiba. Çok emin değilim. Sana sormayı düşünüyordum. Arkadaşın olan bir kızla, kız arkadaş arasında ne fark vardır? Şey, bilmiyorum. Ona dokunmak istiyor musun? ve Kültür Merkezi’ne gitti. Erdoğan, burada kendisini bekleyen kalabalığa kısa bir teşekkür konuşması yaptı.
Erdoğan, şunları söyledi:
“Sevgili kardeşlerim, sevgili İstanbullular… Sizlere şöyle bir teşekkür konuşması yapmak üzere huzurunuzdayım. Zira asıl konuşmamı Ankara’da, Genel Bu o kadar önemli mi? diye bir şey duymuşsundur. Çok önemli bir meseledir. Biliyorum. değilim. Ama bence bundan fazlası olmalı. Yani, onunla daha çok birlikte olmak istiyorum. Sürekli onunla olmak istiyorum. Sana, anneme söylemediğim şeyleri ona söylemek istiyorum. Başka bir erkek arkadaşı olsun istemiyorum. Bütün bunlar olsa ona dokunup dokunmamayı o kadar önemsemezdim. Eh, öğreneceksin Marcus. Sonsuza dek böyle hissetmeyeceksin. Pekala, nasıl görünüyorum? İyi. Ben nasıl görünüyorum? Elinden geldiği kadar normal ol, tamam mı? Marcus için iyi bir tavsiye. Keşke ben de uyabilseydim. Kusura bakma, ortalık çok karışık. İşte burada çalışıyorum. Ağzım kuru, avuçlarım terliydi. Bana neler olduğunu anlamıyordum. toplarım. Ali! Tek yapabildiğim orada durup bir budala gibi sırıtmaktı. Yukarı çıkalım mı? Tabii. Olur. Ali. Marcus. Aynı okula gidiyoruz. Sahi mi? Evet, sanırım seni görmüştüm. Harika! O halde konuşacak çok şeyiniz vardır. Will, bu Ali. Ali, bu Will. Güzel.Merkezimizde yapacağım. Öyle zannediyorum ki, 21.30-22.00 gibi Ankara’da konuşmamı yapacağım ve buradan süratle hava alanına geçip Ankara’ya intikal etmemiz lazım. Ankara’da da, gidene kadar, zaten temennimiz o ki, yüzde 100 sandıklar açılmış olsun ve neticeyi de buna göre inşallah almış olalım. Şu anda henüz maçın daha uzatma dakikalarını oynuyoruz. DahaGüzel. Biraz burada durmak ister misiniz çocuklar? İyi fikir, değil mi? Evet, tamam. Bir an için onu çok sevdim. Gerçekten çok sevdim. Arkadaşına bilgisayar oyunlarını göster. Güzel. Pekala, sonra görüşürüz. Onları kendi hallerine bırakalım. Baban annemle çıkacak olursa işin biter. Gerçekten biter. Merak etme. İyi biridir. İyi olup olmadığı umurumda değil! Annemle çıkmasını istemiyorum! Ne onu, ne de seni bir daha burada görmek istemiyorum, tamam mı? Bu pek benim elimde değil. Olsa iyi olur! Yoksa ölürsün! Şu Ali denen çocuğun azılı bir katil olduğundan şüphelenmeye başlamıştım. Bilgisayarına bakabilir miyim? Hangi oyunlar var? Sen beni dinliyor musun? Evet, ama şu an fazla bir şey yapamam, değil mi? Will, yani babam annenden hoşlanıyor, bence annen de ondan hoşlanıyor. Annem ondan hoşlanmıyor! Sadece benden hoşlanıyor! Rachel’ın müthiş bir yanı vardı ne zaman ilginç bir şey söylese onu öpmek istiyordum. Bu da sürekli henüz bitmiş değil. İnşallah hakem, son düdüğü tabii ki YSK kararıyla açıklayacak ama, tribünler de bir şeyin kararını verir. Ve milletimiz malum 5 Temmuz’da çıktığımız yolculukta bugünoluyordu. Seksiydi. Garip bir şeydi. Bristol kağıdı, çini mürekkebi ve Seni sıkıyor muyum? Hayır, hayır. Hayır. Ne var? Hiç. Az önce tıpkı Marcus’a benziyordun da. Öyle mi? Bence sana bu kadar çekmiş olması çok hoş bir şey. Ayrıca senin gibi giyiniyor. Aslında Marcus gibi giyindiğimi pek sanmıyorum. Marcus Dur! Bekle. Beklesene. Hadi, geri gidiyoruz. Aklını kaçırmış o. Hayır, hiç de değil. Beni parça parça doğrayıp döşemelerin altına saklayacağını söyledi. Öyle mi söyledi? Hayır. Ama bunu yapabileceğinden eminim. Artık her şey daha güzel olacak, söz. Marcus, Ali sana bir şey söyleyecek. Değil mi? Özür dilerim Marcus. Öyle demek istememiştim. Sorun değil Ali. Böyle şeyler Ali’ye zor geliyor. Evet, Marcus’a da. Değil mi dostum? Anlarsın ya, boşanmış anne baba yeni insanlara nasıl davranacağını bilememek Evet. Kesinlikle. Kesinlikle öyle hissediyorum. Ali son çıktığım adamla pek anlaşamadı. Yalancının tekiydi! Tamam hayatım. Tam anlamıyla uyuştuğumuz söylenemezdi. sandıklarda iradesini ortaya koydu. Şu anda da yüzde 97 gibi sandıkların neticesini almış vaziyetteyiz. Yüzde Seninle uyuşuyoruz demek istemedim. Sorun değil. Senden hoşlanıyor. Bana söyledi. Çok sağol dostum. Hay allah. Aferin dostum. O kadar endişeli bakma tatlım. Ellie! Marcus. Ne o, beni takip mi ediyorsun? Hayır. Yazık. Ünlü biriymişim gibi olacaktı. Evet, ama benim bundan haberim yoktu, değil mi fıstık? Kendini kolla, tamam mı? Erkek arkadaş ve kız arkadaş gibi değil de, köpekle sahibi gibi görünüyorsunuz. Hiç değilse ben dürüstüm. Bu da ne demek? Sadece sen ve Rachel Ne var? Ne demek bu? Bilmiyorum, bence ilişkinizde bir sorun var. Yani onunla birlikte olmak istiyorsun, ama bir oğlun olduğunu sanıyor. Oysa yok. Biriyle birlikte olacaksan ona böyle şeyleri söylemen gerekmez mi? Hayır. Yani, gerçeği. Senin neyin var? Ama daha sonra o gece tek başıma kaldığımda Marcus’un razı olduğu şartları hatırladım. 100 olarak neticeyi aldığımız anda, o zaman milletimizle inşallah Genel Merkezimizin balkonundan seslenerek kucaklaşacağız.”
You must be logged in to post a comment Login